14 Aralık 2011 Çarşamba

Beğen(me)diğim İnsanlar

Bir insanı beğenmenin iki çeşidi vardır. Ya dış görünüşünü beğenirsiniz ya da hareketlerini ve karakterini. Dış görünüşünü beğenmediğiniz halde hareketlerini beğenebilirsiniz. Tersini de. Bir adamın bir hareketini beğenseniz hatta hayran olsanız, başka bir hareketini beğenmeyebilirsiniz. İnsan hatalarla dolu olduğundan bir insanın her hareketini beğenmezsiniz.  O halde bir insanı beğenmek istemediğiniz sürece beğenmeyeceksiniz…

4 Aralık 2011 Pazar

Şimdi seninle yürümek istiyorum...

Gülümseyen dudaklarından dökülecek bir kaç cümleye esir olmayı bekleyen gönüllü bir mahkum gibiyim. Kimi sevdiğimi, neyi sevdiğimi bilmenin özgürlüğünde; ayrılığın esareti, kavuşmanın hayalinde, cebimde umut taşıyan küçük bir çocuk gibi ruhum. Ne zaman sen konuşsan ben susuyorum. Bir anı boşa gitmemeli sesinin. Kalbimdeki yaralar, kirim, pasım ruhumdaki o çocuk yüzünden. Düşüp kalktıkça yaralandığım ve sana yürürken büyüdüğümün belirtileri. Ben sana varmak için çeyrek yüzyıl yürüdüm sevgili. Şimdi seninle yürümek istiyorum...

Emir Fatih Karaşahan

30 Kasım 2011 Çarşamba

Sizin Nişiniz Gücünüz Yok Mu?

“Niş”, Fransızca bir kelimenin Türkçeye uyarlanmış halidir. Alanı ve anlamları çeşitli olsa da burada, sadece "odaklı ve tanımlı bir faaliyet alanı" olma yönüyle bu kelimeyi kullanıyorum.

Dünyada NİŞ pazarların ve dolayısıyla NİŞ konuların artan bir cazibesi hüküm sürüyor ve anlaşılan o ki bu saatten sonra bu noktadan geriye dönüş yok.

Hangi alanda faaliyetinizi sürdürürseniz sürdürün,  başarı aslında bir NİŞ'i keşfetmekle başlıyor. Bir diğer ifadeyle ne yapacağınızı ve kime hitap edeceğinizi çok iyi belirlemek gerekiyor.

28 Kasım 2011 Pazartesi

Şimdi Aşk mevsimi...

Şimdi Aşk mevsimi... Kendimi onu düşünürken yakalayacağım sık sık. İçimden şiirler okuyacağım ne o, ne de başkası duymayacak. Sık sık özleyeceğim ve özlemekten sıkılacağım. Kavuşmanın şarkılarını yazacağım ıslığımla. Islanacağım Aptal aşıklar gibi. Aptallaşacağım. Ne oldu diyenlere? Yok bir şey diyeceğim. Yerli yersiz güleceğim, durduk yere hüzünleneceğim. Çoğu zaman ne olduğunu ben de bilmeyeceğim...

Şimdi aşk mevsimi şehrimde, ramazan da iftar vakti gibi. Susuzluktan ölmek üzereyken kulağını ezana verirsin ya hani. Kulağım kalbinde sevgili, bekletme beni...


Emir Fatih Karaşahan
http://twitter.com/emirfatih 

26 Ekim 2011 Çarşamba

Deprem sadece ilahi ikaz mıdır?

Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz
Yunus Emre
23 Ekim Pazar günü düştü haber ekranıma. ‘Van’da 6.6 şiddetinde deprem’(7.2) Medyada çalışmanın en zor olduğu günlerdir bugünler. Bir yerde çatışma varsa önce bizim haberimiz olur. Ölenler, kurtulanlar, şehitler hepsi bir bir düşer ekrana teker teker hikayeleriyle birlikte… Kiminin nişanlısı vardır, kiminin bebeği. Kimi kazak ister anasından, kimi helallik… Okuyucular bu haberleri okuyana kadar önce biz yaşarız o acıyı…

15 Ekim 2011 Cumartesi

Bendeyar filmini Bediüzzaman da kurtaramaz

Bendeyar filmi ile ilgili haberleri uzun süredir takip ediyordum. Yaşar Alptekin’in Antalya’da katıldığı bir programda açıklaması vardı. Daha sonra filmin yapımcısı ve başrol oyuncularından Haşim Akten ve Yaşar Alptekin’in verdiği bir röportajda film ile ilgili bol miktarda bilgi sahibi olmuştuk. Filmin oyuncuları arasında Senai Demirci, Kazım Çarman gibi isimlerin de olması 14 Ekimde vizyona girecek film için büyük bir beklenti oluşturmuştu.

13 Ekim 2011 Perşembe

Mississippi’nin kenarında bir insan kaybolsa



“Fırat’ın kenarında bir koyun kaybolsa hesabı benden sorulur” demişti İslam Halifesi. Adaletiyle ve hassasiyetiyle meşhur Hz. Ömer halifeliğin ağır yükünü bu cümleyle ifade etmişti. O ateşten gömleğin hakkını verdiğine şüphe yok. 

Hayır, Hz. Ömer’den bahsetmeyeceğim.

8 Ekim 2011 Cumartesi

Başbakanlar da ölür Tayyip Bey


Her ölüm vaktinde gelir ya hani. İki ölüm düştü gündemimize. Dünyayı değiştirmek üzere yola çıkan iki kişi ölüme şahit oldu küçücük dünyamızda. Bunlardan biri Apple’ın kurucusu Steve Jobs’tı. Namı dünyayı sarmış, teknoloji dehasıyla dünyayı bir avuca sığdıran Jobs’ın kendi deyimiyle yenilere yer açışına tanık olduk. Öyle diyordu çünkü: “Dünya devamlı yenileniyor, eskiler aradan çıkacak ki yenilere yer açılacak.” Ve şunu da söylüyordu “Her gününüzü son gününüz gibi yaşarsanız, bir gün mutlaka haklı çıkarsınız.” Jobs’ın 2005’te yaptığı mezuniyet konuşmasını dinleme fırsatı bulursanız göreceksiniz ki o aynı zamanda hayat üzerine kafa yormuş bir insandır ve kendince insanlığa hizmet etmenin yolunu bulmuştur.

5 Ekim 2011 Çarşamba

Atatürk ile Said Nursi'yi aynı albüme koyamazsınız

Zaman Gazetesi yazarlarından Mustafa Armağan'ın 02.11.2011 tarihli "Şeyh Said isyanı bahanesiyle 22'sinde bir hoca asılmıştı" başlıklı yazısında devlet okullarında hain diye yaftalanan birinin sokakta kahraman olarak sahiplenilmesinde "Tarih'in ne işe yaradığının sorgulanması gerekmez mi?" sorusunun üzerinde durdu.

18 Eylül 2011 Pazar

Atatürk'süz eğitim çok daha verimli olacak

Risale Haber - Fatih Karaşahan
Yeni Şafak gazetesi yazarı Kürşat Bumin bugünkü "Milli Eğitim Bakanlığı'nın 'görevleri'nde büyük değişiklik" başlıklı yazısında kamuoyunda çok fazla dikkat çekmeyen bir konunun altını çizdi. Bumin'in dikkatle altını çizdiği konu MEB kuruluş amacının KHK ile değiştirilerek Atatürk ve milliyetçilik ibarelerinin eğitim odaklı değişmesi.

DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
Atatürk'süz eğitim çok daha verimli olacak

18 Ağustos 2011 Perşembe

Orucu ağzımızla mı tutarız?

Seni yormasam anlattıklarımla ve sen anlasan ben anlatmadan… Olmaz mı?
***
Bana konuştuklarını yaşasaydın anlatmana gerek kalmazdı, farkında mısın?
***
Cömertlik dediğimiz şey fazla olandan vermek midir? Yoksa olandan vermek mi?
***
Orucu ağzımızla mı tutarız?

26 Temmuz 2011 Salı

Türkiye’de kaç milyon Nurcu var?

Nurculuk nedir? Kaça ayrılır? Ünlülerden Nurcu olan var mı? İktidarda kaç Nurcu bakan, milletvekili var? X hareketinin y kişisi şöyle miydi? Z cemaatinin kaç mensubu var?